Hemen her meslek erbabı işiyle ilgili şeyleri iştigali olmayan yerlerde görmeyi sever. Lavabo deliğinden akan su fizikçiye bir teori hakkında fikir verebilir. Tatildeki bir tüccar bulunduğu yerden aldığı ilhamla yeni bir iş fikri geliştirebilir. Mimar çakıl taşlarının doğal diziliminden bir şehir fikri çıkarabilir. Örnekleri çoktur.
Başarılı hiç bir iş kendiyle sınırlı olamaz
Biz mesleki algıda seçicilik üzerine duyduğumuz, gördüğümüz, hissettiğimiz, anlamlandıramadığımız her şeyde yaptığımız işle bağlantı ararız. Bu bizi işimize olduğu kadar hayata da bağlar.
Propaganda sanatı, bir dinin yayılmasından, tarihteki destansı bir savaşın günümüze akatarılmasına kadar her yerde görülür. Destanlar propaganda faliyeti görmüş yaşanmışlıklardır.
Bir icat ne kadar işe yarar olursa olsun propagandası yapılmadan kitlelere ulaşamaz, daha da önemlisi değerini bulamaz. Tanınmanın, benimsenmenin, yaygınlaşmanın yegane yöntemi propaganda; günümüzde ürün ya da hizmetlerin değerini bulmasının da ötesindedir. Artık üreticiler ve propagandacılar ürünü değerinin üzerinde eder duruma getirmeyi amaçlar. Bu kavramsal bir tartışmadır. Her ne kadar yeni kavram yaratmak işimizin parçası olsa da bu yazıda mümkün olduğunca kavramsal tartışmalardan uzak durmaya çalışacağız.
Reklamcılık, propaganda sanatını ifade etmede tek başına yeterli olmasa da Workingen temelde bir reklam ajansıdır ve bu temel bilgi ve yaratıcılığa yaslanmıştır. Bu ajans, yaratımın mecrası ne olursa olsun fikirden özgünleşmeyi hedefler. İyi bir fikrin varsa mecralar buna uyum gösterir ilkesiyle çalışır. Bu ilke de nereden çıktı demeyin. Kendisi bulup benimsemiştir.